17 Mart 2012

DaVeTiYe




Biz ikimiz birbirimizi sevdik, birbirimizi seçtik. Birbirimize eş olduk
Bizim için BİRLİKTELİK duası edin…

Biz ikimiz yolcuyuz. Hayat yolunu birlikte adımlamaya söz verdik.
Bizim için İYİ YOLCULUK duası edin…

Biz ikimiz yoksuluz. Herkesi terk edip birbirimizi tercih ettik
Aşkımıza razı olduk.
Bizim için BEREKETLİ KAZANÇ duası edin…

Biz ikimiz öksüz ve yetimiz. Anne ve babamızı bırakıp geldik.
Bizim için TESELLİ duası edin…

Biz ikimiz kör ve sağırız. Birbirimize göz kulak olacağız.
Bizim için HAYIR duası edin.

Bundan böyle birbirimizi daha çok seveceğiz.
Birbirimizi seçtiğimize daha çok sevineceğiz.
Bundan böyle ikimiz birbirimize emanet olcağız.
Birbirimize söz verdik.


Bu verdiğimiz söze tanık olmaya sizleri de bekleriz.

       Uzun ama anlamlı bir davetiye metni seçtik :) Senai Demirci sevdiğim yazarlardan birisi. Onun "ve aşk evliliğin ellerinden tuttu"isimli kitabında birkaç evlilik yemini var. En beğendiğimiz bu oldu. Bazı yerlerini değiştirip düzenledik.

       Tabiki bu metni sığdırabileceğim bir davetiye aradım. Malesef türkiyede çok seçenek yok. Yada aşırı derece maliyetli oluyor.Grafiklerle ilgilenen  bir arkadaşım "sen desenini ve boyutunu ayarla bastır" diye fikir verdi. Önce internette biraz araştırma yaptım. Burdaki sitede güzel davetiye desenleri vardı. Önce sanal olarak birkaç desen üzerinde deneme yaptım. Gözümüze hoş görüneni belirledik. Tabi matbaa baskısı nasıl olacak fikrimiz yoktu. Birkaç firma gezdik. Malesef işi ticarete döken yerler oldukları için bu fikirden vazgeçmem için çok uğraştılar. Olmaz, kötü olur, memnun olmazsın vs en çok duyduğum cümlelerdi. Ben inatla olur dedim. Mesleğim bankacılık bile olsa bilgisayar programcısıyım. Onca yıl grafik tasarım dersi okudum. Olmaz kelimesi benim eğitim hayatımda hiç yoktu. Herşey bilgisayar ve sizin elinizde.
Biraz uğraştım ama en sonunda arkadaşımın yardımıyla bastıracak matbaa buldum.


      Bir hafta da basım işi bitti ve teslim aldım. 1000 adet davetiye ve 700 adet zarfa 200 tl gibi bir rakam ödedik. Ayrıca kartvizit olarak da 100 adet kına davetiyesi için 10 tl ödedik. Sonrasında eşim ve ben ailelerimizle birlikte davetli listemizi oluşturduk. Uzakta olan sevdiklerimizi telefonla aradık yada adreslerine kargo ile gönderdik.

 


       Zarfların üzerine kaligrafi kalemiyle biraz el alıştırması yaparak daha özenli şekilde isimleri yazdım. Bu iş bayağı uzun sürdü ama davetlileri ne kadar önemsediğimizi böylece ilk bakışta bile göstermek istedim. Bazı zarflarda sadece evdeki erkeğin ismi ve ailesi diye bazende karı - koca isimlerini birlikte yazarak hazırladım. Bana evdeki bayanı ayrı tutmak mantıksız geliyor. İnsanları önemsediğimi göstermek benim için çok önemli.

       Her zarf yarı ayrı paketlendi. İçlerine sadece bayanların davetli olduğunu belirterek kına gecesi davetiyelerinide ekledim...

Hepinizin bu tatlı telaşında fikir verebildiysem ne mutlu bana :)







16 Mart 2012

DüĞüN MüZiKLeRi

       Düğün organizasyonu en çok kafamızı kurcalayan şeydir. Maddi durumu yeterli gelenler organizasyon firmaları ile anlaşıp profesyönel hizmet almayı uygun buluyor. Peki ya olamayanlar. Yada benim gibi bazı şeyleri halledebilecek durumdayken buna para harcamayı gereksiz bulanlar. Düğün için pek çok mekan gezip bütün hizmetleri ayrıntıları ile konuşmak lazım. Çünkü birkaç görüşmeden sonra detaylarda ekstra ücretlerle karşılaşmak çok doğal.

       Biz nişanda yaşadığımız şeylerden sonra bazı şeyleri kendimiz ayarlaya karar verdik. Düğün salonları çoğu şeye izin vermiyor. Kendi fotografçımızı müzikçimizi getirmeyi ısrarla istedik. Bunu kabul eden birkaç yerden birine karar verip anlaştık.

       Düğün organizasyonu nasıl olsun isterseniz önceden sahibi ile konuşmak gerekiyor. Onlar nasıl bir hizmet veriyor siz ne istiyorsunuz. Ben salonda nikah yapacağım için programı biraz değiştirdim. Ona göre de müzikler belirledim.


        Organizasyon sırası şöyleydi.
 Salona girişimiz
Yalın - Herşey Sensin _Hareketli ve romantik sözleri bizim için çok anlamlı.

Nikahın kıyılması ( nikahtan sonra müzik başladı)
Ajda Pekkan - Halil  Koçak_ Nikah


İlk dans parçamız
Teoman _ Sevdim Seni Birkere

Takı merasimi boyunca insanların canının sıkılmaması  için bir iki saat boyunca dinletebileceimiz liste yaptım.
Bunun içinde en güncel parçaları seçtik. Herkes oturduğu yerde eğlenip müziğe katılabilsin istedim.
Takı sonrası havaya girmek için yeniden dans edersek ikinci parçamız
Soner Arıca _Seni Seviyorum

Sonrası alabildiğine eğlence. Onları gelen arkadaşımıza bıraktık.
Not: Bu liste ve plan malesef kağıt üzerinde kaldı. Uygulamada düğün salonundaki teknik arızalardand olayı düğünümüz iptal oldu. Umarım kimse benim gibi bir durum yaşamaz :(

15 Mart 2012

BiR SoRu

     
  Bu blogu açtığımda hobilerimle ilgili paylaşımlar yapmak istiyordum ama önce "madem yeni evlendim bu telaşımdaki tecrübelerimide neden paylaşmıyorum ki?" diye sordum kendime. Bende çevremden aldığım tecrübelerle geçirmedim mi koca bir yılı? Tek başına bir hayat ve düzeni kurmak için geceleri sabah edip düşünmedim mi? Çevrede olan pekçok evlilik sitesinde hep belli bir bütçeye hitap eder yazılar makaleler yokmu? Eeee. Ozaman....
diye bir düşünce silsilesi ile araya evlilik hazırlığımı da sıkıştırmayı amaçladım. Madem düğün sezonu yaklaşıyor. Sizlere soruyorum blogda neler olsun istersiniz?
Aklımda evimin düzeni alışverişim gibi konular var. Ama ne kadar detaya insem size yardımcı olurum ki? Basit bir evlilik listesi mi yapsam yoksa tek tek ince detaylara mı girsem ?
Ne dersiniz? Ne istersiniz?

14 Mart 2012

öRGüYe GeÇiŞ

       Bu aralar farklı hobilerle elişleri ile vakit geçirdiğimi söylemiştm ya. Bu dönem örgü dönemi. Kış gelip soğukluğunu hissettirince bende şiş ve iplerimi meydana çıkarırım. Bu yıl biraz farklı oldu. Elim örgüye çok az gitti. O yüzden pek birşey yapmadım. Hala elimde yarım işler var. Tabi kış bitti ben ancak yazmayı akıl ettim :) aferin bana...

       Bu kez kendime değil evime birşey başladım. Alizenin dergisinde kolay bir örtü modeli vardı. Elimde yeşil ebruli ip varken deneyim dedim. Elbet biryerde kullanırım. Hiç olmazsa şala çeviririr kullanırım. Yazık olmaz. Akşamları tv karşısında iki motif bitiyor. Kendimi zorlamam yasak. Eşim kızıyor. Acelen mi var. Kullanacak birşeyin mi yok diye fazla yaptırmıyor. Bana kalsa sabahlayıp bitirmek istiyorum. Bir iş elimde uzarsa sıkılıyorum ve asla bitmiyor. 3 yıldır bitmeyen kırmızı bir süveterim buna örnek :))))


       Motif örneğini netten buldum. Tabi burdaki model farklı. Ben 20-25 tane motif yapıp dikdörtgen biçiminde birleştiriyorum. Bu modeli yapmak istersenizde sadece kare oluşturacak biçimde motifleri yanyana ekliyorsunuz. ortası boş oluyor. Oraya uygun ölçülerde kumaştan örtü kesip dikiyorsunuz.

      Bitmiş halini yayınlayacağım yakındır...

not:ben alize angora gold serisi ip kullanıyorum. ince ve yünlü bir ip. rengi ebruli yeşil.

10 Mart 2012

KaNaViÇe

       Bir süre sessiz kaldım. Özür diliyorum. Hastalık işlerim yüzünden artık doktoruma bana istirahat verrrr diye yalvarınca 6 gün dinlenmeye çekildim. Tabi hergün hastaneye gidip işlerimi halletmeyi saymazsak. Çok bunaldım bu dönemde. Hastalık yada hastane kelimesini bir süre daha sanırım duyacağım. Ama mümkün olduğunca bu sızlanmalarımı size yansıtmak istemiyorum.
       Normalde hasta olan ve raporlu olan birisi evde yatar. Uzanır, eline tv kumandası alır, bütün gün zaplar durur. Ama bizde durum farklı. Ben sırf evde ses yapsın diye tv açıp yüzüne bakmam. [Babaannemden geçen bir huy bu :) ] Sonra elime mutlaka bir elişi almam lazım. Ne olduğu önemli değil. Yeterki ben oyalasın.
 Dikişe bir süre ara vermek zorundayım. Ani hareketler ve uzun süreli masa yada makine başına durmam rahatsız ediyor. Çok bölüncede diktiğimden birşey anlamıyorum. Tabi kış sebebiyle psikolojik olarak dikiş odamda üşüyorum :) Oturma odasını da uzunca süre işgal etmem malesef yasaklandı. Kocacım delirme hallerine geçiyor.
       Bunlar bir araya gelince bende yeni hobiler arayışına girdim. Okuma listemdeki birkaç blogda kanaviçe işlerini hayran hayran izliyordum. O kadar şirin ve iç açıcı görünüyor ki. Dayanamadım ve bir iki kitapla biraz kumaş sipariş ettim. Şimdi sabırla! onları bekliyorum. Teyzemler ve kendim için seccade işlemiştim ama biraz araştırınca sadece iki çarpı atmaktan ibaret olmadığını gördüm. Bakalım neler yapacağım.

       Sizlerde fikir sahibi olun diye isimlerini ve birkaç görüntülerini ekliyorum. Eğer beni okuyanlar arasıdaysalar teşekkür ediyorum :) Bu güzelliklerle beni tanıştırdıkları için.







Bende böyle ciciler yapacağım inşallah. 

3 Mart 2012

YeNiLSiN Mi ? GiYiLSiN Mi?

Blogda helede anasayfada kötü haberler olsun istemiyorum. Paylaştım bitti.
Güne güzel başladığım bir maili paylaşıyorum sizinle :)




















Hımmm benim favorim 1 - 10 - 11 - 12 Karnım acıktı :)

2 Mart 2012

SiTeM

Bu blog aslında kötü yazıları ve sitemleri hiç haketmiyor. Bunları yazmak bile moral bozucu. Ama insan hayatında hergün mutlu güzel şeyler olmuyor malesef. 
Dün gece olan olaylar gibi. Malum günümün büyük bir kısmı iş yerinde geçiyor. Evime geç saatlerde gidiyorum. Dün yine bu rutin içinde eve varmışken sokak girişninin polis bandıyla sarıldığını gördüm. O sokağa girip binaya gelene kadar aklıma herşey geldi. Yangın mı çıkmıştı? Birimi ölmüştü. Kazamı vardı.....vs


Binaya ait istinat duvarı çökmüş. Komple duvar yerde. Tabi 8 tane araçta duvarın altında kalmış. Aklıma gelen tek şey eşim oldu. Acele eve çıktım. Hiçbirşeyden habersiz otruyordu. Gece evde olmaktan çok rahatsız oldum.   Ama malesef belediyemiz 9dan sonra otobs hattı çalıştırmadığı için kimseye gidecek durumda değildik. Sabah iş makinelerinin sesine uyandım. Meğer duvar yıkıntısı kaldırmaya gelmişler. 
Buraya kadar herşey basit bir olay. Ama haber sitelerinde gördüklerimden sonr şok oldum. Binanın güvenlik için boşaltıldığı herkesin otel ve misafirhaneye yerletirildiği söyleniyordu. Yalan kesinlikle yalan. Kimse bir açıklama yapmadı. Gece evimizde uyuduk. Kimse kapımızı çalıp güvenlik için boşaltacağız demedi. Yetkili kimse çıkıp durumundan bile haber vermedi. 
Şimdi kime güvenelim. Ben evime nasıl gidip uyuyayım. 

Tabi o telaşta ben resim çekmedim. Ama eşim duvarı biraz inceledi. En basit haliyle duvar kağıt gibi. Ayrıca sanki hiç demir kullanılmamış. Bu ülkede insanları binalar öldürüyor evet. Bu duvarı yapanlarla benim evimi yapanlar aynı kişiler. Aynı firma. Belediye güvencesiyle yapılan evler böyleyse ben artık kime güvenip başımı bir eve sokabileceğimi bilmiyorum. 


yukarıdaki resmi bir haber sitesinden aldım. zaten olayla ilgili hiçbir bilgi yada açıklama yok. güvenlik sıfır