28 Şubat 2012

KuMaŞLaR

Söz verdiğim kumaşlar yayında devamı da gelecek. 

27 Şubat 2012

DoĞuM GüNü

25 şubat benim ev faremin doğum günü :)
Ev faresi dediysem gerçek değil canım. Benim ufaklık. Zati bi tane kardeşim var. Ne dersem diyim.
Bu yıl doğum günü önemliydi. 18 yaşına girdi. Artık yurtta ve cihanda kendi özgürlüğünü eline almış bir bireydir kendisi. öhöm öhöm



Aslında daha detaylıca doğum günü yapmayı planlıyorduk ama havayı bahane ederek evden çıkmak istemedi. Bizde iş çıkışı yorgunluk halimizle anca bu kadar parti yaptık. Kız kıza :) 
Pasta kendi imalatım değil . Nescafeli ve muzlu. Tadını tereddütle aldım. Ama içine krokanda koymuşlardı. Biz beğendik. Evde denemek için tarifler bakmak lazım. O gördüğünüz pastanın 3te birini ben yedim . hihihih 


Doğum günü kızı pek havasında değildi. Nazlana nazlana bir iki poz verdi :)
bu pasaklı halini bloga koydum diye kızacak ama olsun :)))))
Yinede nice nice senelere fare:) Sen hiç büyümeyeceksin de olsun bakalım

Ayrıca bugün telefonuma gelen bir mesaj hakkında sizi uyarmak isterim Mesaj 531 799 91 17 numaradan geliyor. Açıklamada "Tebrikler!Değerli müşterimiz 4 büyük takımın taraftar formasını hediye kazandınız. formanızı almak için hemen arayın 0216 383 43 43 "
Yine bir sms dolandırıcılığı olduğu belli. Tabi bir bayan  olarak pek ilgi alanımıza girmediği için itibar etmeyebiliriz. Ama yinede dikkatli olmak lazım. Bu tür mesajlar için EGM ye mesaj yazabiliyoruz. Ben Kocaeli il emniyet müdürlüğüne ilettim. Sizlerde bulunduğunuz ili seçip ihbarda bulunabilirsiniz.


25 Şubat 2012

TaZe TaZe

Her ay dergi arama telaşından bunalım geçen ay burdaya abone oldum. Kargo az önce geldi. Abla sen terziysen niye burda çalışyosun ki diye birde soru sordu. Ahh ahhh. Keşke öle süper terzi olaydımda tırtır dikiş dikeydim evimde. İnşallah birgün olur.

Dergiyi elime alınca kalın geldi. Hemen baktım. Doğadan Büyülü Bohça serisinden yine güzel bir bitki çayı koymuş. Sanki bugünkü ruh halimi anlamış gibi.. Güllü yeşil çayını severek içiyordum zaten. Bu kez Ihlamur-Ekinezyalı olan denk geldi. Ayrıca içinde tarçın karanfil karabiber ve zerdeçalda varmış.

Şimdi mis gibi kokuyla kendimi başbaşa bırakıyorum.... Dergiyede şöyle bi göz atayım.

24 Şubat 2012

YaRıN...

       Son sürat evi boşaltma çabalarım sürüyor. Sıra kumaş dolabıma geldi. İşlerin yoğunluğu sebebiyle dikişe ara vermek zorunda kaldım. Evde bekleyen şeylere üzülüyorum. En iyisi birilerinin elinde hayat bulsun. Yarın kumaş stoğumu huzurlarınıza sunacağım :)

Burdaki yazımda çoğu kumaşımın görseli var ama uzunlukları hep farklı. Onları belirlemem lazım.


22 Şubat 2012

CHaRLie CHaPLiN GiBi

       Bu nasıl bir başlık böyle değil mi ? Hani günlerdir pardon hatta 3 haftadır süren boğaz ağrısı ve öksürük şikayetim vardı ya. Herhalde duymayan kalmadı. Malum geceleri uykum
da el atınca sonunda inadımı kırıp doktoruma gittim. Kendisi aile doktorumuz gibi oldu. Eşim ve ben her durumda kendisine başvuruyoruz. Neyse doktorum da kendisinden bahsedilmesini çok sevmiyor. Birkaç ay öncede aynı şikayetten kendisiyle görüşmüştük. zaten benim dosyam epey kabarık :D

       Ses tellerimde ödem oluşmuş yine. Bu ikinci kez oldu. Sebebi ise efendim.  Herkesin ayıla bayıla mükemmel dediği istifa ettiğim için yerin göğün inletildiği BANKACILIK mesleği. Sesin aşırı kullanımı, bilinçsizce konuşma, aniden bağırma vs vs . Bunlar zamanla sesi yıpratıyor. Hatta ileri safhalarda nodül oluşumunuda ortaya çıkartıyor. Biz tabi önlem olarak film çektirip böyle birşey olup olmadığına bakacağız. Son durumum ise  konuşmak yasak. Ciddi olarak mümkün olduğunca sesim çıkmıyor. Konuşmuyorum. Zaten sesimi duyan bir metre öteye kaçıyor :D


       Sanırım bir süre charlie chaplin usulü yaşayacağım. Bana bir zamanlar cırcır böceği diyen büyük dayım bu halimi görse şaşırırdı. :)
Sadece çok konuşmak mı ödem yapıyor. Aslında hayır
      Sigara kullanmak hatta pasif içicilik bile yeterli. Kapalı alanlarda biraz daha güvenli olsak bile sokaklarda önünüzde yürüyen birisi dumanı havaya verdiği an aslında tümüyle siz arkasındayken hooop bütün hepsini ciğerinize çekmiş bulunuyorsunuz. Ne anladım ben dumansız hayatı !!!

      Günlük en az 10 su bardağı su tüketmemek

       Gün içinde nefesimizi güzel yapsın diye kullandığımız pastil mentollü şeker vs nin boğazımızı fazlaca kurutması

       Kapalı ve oksijensiz ortamlar. Malesef çoğumuz böyle yerlerde çalışmak zorundayız. Camı bile olmayan hava alamayan kocaman odalardayız. Haftasonu gezmek adına bile kendimizi avmlere kapatıyoruz. 


Sonuç = Hep hasta bir milletiz

20 Şubat 2012

Ne oKuYoRuM

       Son günlerde yazdığım her post hastalıkla başlıyor :( Şu anda son durum görüntü var ses yok :D
Tabi buna uykusuz geçen geceleri ve sabah horozlarla uyanmayı da eklemek lazım. Yapılacak en güzel şey sessiz sakin ortam bulmuşken kitap okumak. Geçenlerde bir market kitap reyonunu kaldırıyordu. Çerez parasına kitap aldım desem yalan olmaz. Pek güncel romanlar değiller ama okunmaya değerler.

      

       Bunlardan ilki Douglas Kennedy adlı bir yazarın Özel bir İlişki romanı _ ama ilk anda akla gelen aşk yada cinsel ilişkilerin yorumu bir kitap değil. Bir annenin hamileliği sırasında ve sonrasında yaşadığı bunalım stres ve eşinin ondan çocuğunu kaçırmasını anlatıyor. 

      Eğer uzun betimlemelerden hoşlanıyorsanız kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. 


Sıradaki kitap Vadideki Zambak...







15 Şubat 2012

BiR DuYuRu


       Bitmeyen boğaz ağrıları sabaha karşı nefes tıkanmaları ve hergün bir öncekinden daha şiş bademciklerle şu an çevrimdışıyım. İlaçların etki etmediği boğazımı kendi haline bıraktım. Canı ne zaman düzelmek ister bilemiyorum. Bu sürede bilimum sıcak içecek takviyesi yapıyorum ama nafile. Sadece lavabo ile masa arasında mekik dokuyorum.


       O kadar gün çalıştım bir aktivite yokken, yarın izin günüm Can Bonomo teşrif edecekler. Zatıalini sevmem fakat yinede yakından görmekten zarar gelmez. Lakin onun için sıcacık evimi bırakıp geleceğimi sanmıyorum. yarın ayaklarımı uzatıp elimden düşmeyen peçetemle tv keyfi yapacağım. Tabi uyku nöbetlerim arasında ne izlerim bilinmez ama olsun.
       Siz benim yerimede görmek isterseniz yarın saat 16 00 - 18 00 arasında Gebze Center Kral Fm stüdyosuna gelmeniz yeterli. Kimbilir belki kendisi Eurovisionda güzel bir derece aldıkan sonra da tekrar misafirimiz olur. Kısmet...

13 Şubat 2012

BLoG iÇiNDe BLoG

Evetttt...
Biraz blogun havasını değiştiriyorum. Daha doğrusu blog içinden blog çıkartıyorum.

       Malumunuz yeni evli olmakla beraber kiracı olduğum evde bazı düzenlemeler yapmam gerekti. Malesef çoğu eşyamı yada kıyafetimi vs kullanmadığımı fark ettim. Evde kalabalık yaratmaması adına temsili rakamlarla satışa çıkartıyorum. Maksadım hem bir işe yaramaları hemde eşimin yeter yeter şu eve sığ artık diye feryatlarını bitirmek. İşe benim için çok kıymetli olan gelinliğimle başladım. Malum düğüne kadar özenle sakladım. Fakat artık sandığın bir köşesine atılmaktan başka kaderi yok. Onun yerine birinin de benim gibi prenses olduğunu görmek istiyorum. 

       Gelinliğimin resimlerine detaylarına bütün blog yazılarımda yer verdim. bunlar bana yetmez detaylı başka resim istiyorum diyene mail atacağım.

       Satış blogu demek içimden gelmiyor. Zira açılış amacı benim tasarladığım yada diktiğim kıyafetlerimi sizlerle paylaşmaktı. Biz ona paylaşım blogu diyelim :)


       Ücret ve kargo detaylarını talep edenlere mail atacağım. Pazarlık adettir. Pazarlık payım tabiki var. 

BiR ÇıĞLıĞa DESTEK



       Yeni haftanın yeni umutlarla gelmesini güzel geçmesini dileyerek bu postu yazıyorum.

Cumartesi gecesi eşimle birlikte tv izlerken kanallarda geziniyorduk. Okan Bayülgeni normalde izlemem. Ama o akşam nedense ikimizde izleme isteği duyduk. Telefonda bir bey vardı. Kızı için konuşuyordu. Önce anlamadım tabiki. Sonra Gamze telefona bağlandı. O anlattı ağladı. olduğum yerde bende ağladım. Eşim sanki o an beni kaybedecekmiş gibi daha bi sıkı sarıldı. Tabi gece yarısı uyku sersemi çok anlamadım olayın büyüklüğünü. oysaki herkes ayaga kalkmış. Sonra resmini gördüm. O an dedim ben nasıl bir insanım. olduğum yerde sadece oturuyorum. Oysaki 3 yıl önce bende lösemi şüphesiyle hastaneye yatmış aylarca tedavi görmüştüm. Tek şansım kanser olmadığımdı. Nasıl o günleri unuttuğuma kızdım. Boşa geçen günlerime kızdım.

       Sabah işe gelince ilk işim araştırmak oldu. Çapa tıp fakültesinde bir gönüllü bankasına kan vermek gerekiyormuş. Gene hüsrana uğradım. Çalışıyorum izin almam imkansız. Neden ben isterken yardımcı olamıyorum diye sinirlendim. Sonra Ankara Üniversitesinin Kan Bankasına kanımızı kargo ile gönderebileceğimizi öğrendim. Heyecanla bana en yakın özel ve ihtişamlı hastaneyi aradım. Derdimi 3-4 kişiye defalarca anlattım. Ne yazık ki bu sorumluluğu alamayız diyerek kestirip attılar. Ne kadar çok isterdim o hastanenin adını yazmayı şu an. Prosedür saçmalığını sabah sabah önüme sıraladılar. Keşke işe aldıkları personel biraz daha araştırmacı ve duyarlı olsa da bu işin YASAL olduğunu bir bilseler. Sadece maddiyat kaygısı ile kurulan bu işletmelere hastane demeye utanıyorum. Yazık.

       İşin peşini bırakmış değilim. Israrla bu işi yapacak bir laboratuvar hastane kurum yada kuruluş elbet bulacağım. Bir insanın hayatı söz konusu olunca bütün dünyanın ayağa kalkması gerekiyor. Sevgili Okan Bayülgen ne güzel söyledi programda " herkes facebook yada twitterda paylaşmayı güzel beceriyor da...gerisi. o yazılar gidip kan vermiyor. " İlle Gamze için iliğimizin uyması şart mı değil tabiki? o sadece çığlığını duyurmayı başarabilmiş bir anne. Daha kim bilir niceleri sessiz sedasız aramızdan ayrılıyor.

       Bu yazımı okuyan herkes lütfen paylaşsın. Uzakta olanlar benim gibi destek olmak isteyenler bu işin peşini bırakmasın. Belki bizim bir günümüzü alacak ama kim bilir kaç insanın hayatı kurtulacak.

Ankara üniversitesi Kök Hücre Bağışı için 

Çapa Tıp Fakültesi Kemik iliği Bankası

Bunların hiçbirini yapabilecek durumda olamayabilirsiniz. Belki sağlığınız elvermiyordur. Sizde destek olabilirsiniz. Gamzenin kişisel blogu

Gamze yazılan bütün mektup kart ve mailleri okuyabiliyor. Bunun için adresi 
 Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi-İZMİR. Oda numarası 4865 Hematoloji Servisi, Onkoloji 1. kat

gamzeakbasicin@gmail.com


Not : Ben anne değilim hatta hamile bile değilim ama onun acısını anlamak için insan olmak yeterli bunu biliyorum...

10 Şubat 2012

MiM _2

       Mimlere bayılıyorum. Ben şöyleyim böyleyim diye yazı yazmak yerine sorulan sorulara cevap vermek daha güzel :)))

En sevdiğiniz renk
Mor 

Asla vazgeçemem dediğiniz 3 şey
Ailem - Eşim - Blogum


Dönüm noktam dediğiniz bir olay var mı?
Var fakat eşim dışında kimseyle paylaşmıyorum.


Alışveriş denilince aklınıza ilk gelen?
Önceden kıyafet olurdu. Evlendikten sonra ev eşyası.


En büyük hayaliniz
Opel Astra


En sevdiğiniz tatlı - yemek - içecek
Çikolatalı her türlü pasta vazgeçilmezim.

Mercimek çorbası favorim.

Neskafe ve türk kahvesi.


Makyaj çantanızdan eksik olmayacak 3 şey
Rimel - dudak kremi - el kremi


Mutluluk sizce nedir?
Bir kocam - bir ben - birde bebek( tabi daha var )

En sevdiğiniz çizgi film karakteri?
Tazmanya canavarı 


En zor gelen ders?
Üniveristede Bilgisayar Programlama derslerinden mikro 

Şu an almak istediğiniz şey?
Ipad 2

Gelenek olarak başkalarını mimlemem gerekiyor bendeeee bu kez isteyen herkese gönderiyorum :)))

MaLuM 14 ŞuBaT

       Şubat ayı demek ilk günden itibaren meşhur sevgililer gününe hazırlık demek. Sevgilisi olmayanların tatlı telaşa girdiği o güzel günü yalnız geçirmemek için çabaladığı, sevgili olanların heyecanla sürprizler beklediği bir gün. Bazılarımız içinse sıradan normal bir gün. Sadece insanlara para harcatmak için oluşturulmuş bir olay diye düşünenler bile var. Herkesin görüş ve düşüncesi farklı. Hepsine saygı duymalıyız.

       Blog sahibi olarak fikrimi sorarsanız bende bugünü özel bulan birisi değilim. Benim için Eylül derseniz helede 23 ü derseniz işte o özel ve aşk duygularını o zaman hissederim. 

       Neyse konumuza dönelim. Her nekadar bugünü biz önemli görmesekte önemli bulan gören kurum kuruluş bilimum işletmeler türlü türlü kampanyalar aktiviteler vs düzenliyorlar. Bana gelen bir mailden bahsetmek için bu postu hazırladım sizlere. Sevgililer gününü özel bulalım yada bulmayalım. Hediye almak için bahane olsun diyen biriyseniz size çok güzel bir adres söyleyeceğim. 

       Hem birine hediye alarak onu mutlu edebileceğiniz hemde aldığınız hediye karşılığında bir çocuğun hayatına sağlığına katkıda bulunabileceğiniz bir adres.



Kalbe giden yolu iyi bilenler, katkısız, en kaliteli malzemeden üretilmiş iki kalp kurabiye arasında çikolatanın lezzetine doyamayacaksınız...

Kalp Kurabiyeler







Çikobom

Ördekli Çikobomm

16,00 TL 125 gr / çapı 6 cm

10,00 TL 125 gr / çapı 6 cm

İşte size lezzetli mi lezzetli Çikolata Bombası Çikobommm!!! Lezzetli kek ve tamamen katkısız çikolata kaplaması ile sevgiliye en güzel hediye… İster sade, isterseniz minik aksesuarları ile çikobommm…



Portakal Şekerlemeli Kalp Çikolata



Canım Sevgilim Asetat Kutulu Magnet

Canım Sevgilim Kitap Ayracı

4,00 TL 5,5 x 7 cm

5,00 TL 5,5 x 7 cm

Canım sevgilim yazılı rozet-magnetler, kitap ayraçları LSVDÜKKAN’da… Sınırlı sayıda !!!




Sevgi Battaniyesi

Kırmızı - Siyah Battaniye
75,00 TL 95x135 cm
Pembe - Mavi battaniye
75.00Tl 95*135 cm


Değerli gönül dostumuz Sayın Günsu Güngör’den bu anlamlı günde anlamlı bir tasarım daha…
Patcwork sevgi battaniyeleri sizin ve sevdiklerinizin kalplerini ısıtacak!

Sevgi Magnetleri

Seramik atölyemizden size özel sevgi magnetleri ile sevginizi ölümsüz kılın...İsminizi yazın sizin için
hazırlayalım.

Sevgi Magnetleri
6.50 TL 5,5 * 7 Cm


Ve bunlar gibi daha birçok hediyelik ürüne LÖSEVin kendi sayfasından ulaşabilirsiniz. Sevgililer gününün bu çocuklara yardımcı olmak için bahane olmasını dilerim. 
Herkesin 14 Şubatı bu vesileyle kutlu olsun. 



5,00 TL 75 gr / 6x6 cm

Sevgililer Günü’nde çikolata tadında bir kalp!

11,00 TL 60 gr / 10x8,5 cm

8 Şubat 2012

öYLeSiNe ...

Son günlerde;

Biz kapalı işyerinde kendimize eğlence çıkarmaya çabaladık. IPAD2 ile çocuklar gibi oynadık. Bunun arasında blog sayfam nasıl görünüyor diye bi göz attım.


Bu kadar iş yoğunluğu arasında 20lik diş ağrım tutunca hastanenin yolunu tuttum. İnternet üzerinden randevu almanın hiçbir işe yaramadığını oraya gidince anladım. Değişmez gerçek sıra numarası alıp bir saate yakın sıranın gelmesini bekledim.


Dağın başına ıssız bir yere hastane kuran devletimi tebrik ettim. İnternetin normal zamanda bile çekeceği şüpheli bir yerde karın insan hayatının ne kadar daha zorlaştırılacağını düşündüm. Doktorların hastaya ne kadar saygısız davrandığını görüp bir daha gelirmiyim diye içimden düşünceler geçirdim.


Belediyemizin ne kadar güzel çalıştığını görüp ödediğim çevre temizlik vergisini ne kadar hak ediyorlar diye düşündüm. Yada insanımız ne kadar temizliğe önem vermiş !!!


İş yeri ne kadar kapalı olsada Buz pistinin yanında olunca çok üşüdük. Isınmak için bolbol kahve sıcak çikolata  tükettik.


Biraz değişim gerekli diyerek saçlarımı kestirdim.


Ayak numarası büyük birisi olarak hiçbir mağazada yağmur botu bulamayıp internet amcadan sipariş ettim. Siyah beklerken mor botları görünce şok oldum. Rengine aşık olup bir hafta hiç ayağımdan çıkarmadım :)))



Kendimi ne kadar korumaya çalışşamda malesef grip oldum. Basit bir soğuk algınlığı gibi görünsede izin alamadığım için beni çok zorluyor.Elimde peçeteyle geziyorum. Tabiki salya sümük halimi sizlere gösterme niyetim yok :))))

6 Şubat 2012

Bardaklaşma etkinliği :)

      

       Başlık direkt olarak madam Dö Gonç dan alıntı yaptım. Çok basit bir etkinlik yapılmış. Bir bardak alıyoruz içine minik bir hediye koyuyoruz. Ve kime çıkarsa yolluyoruz. Hadi toplaşıp kaynaşma etkinliğine...

fotograf netten alıntıdır...

iLK MiM

       Süslü ve Pembe Dünya beni mimlemiş.


       Bu güzel mim için teşekkür ederim. İlk mim çantalarla ilgili. Bütün çantalarımızın resmini çekmemizi ve paylaşmamızı istemiş.
       Çoğu çantam hala kardeşimde bunlar eve sığdırabildiklerim. En kolay düzenleme yolu kapının arkasına asmak oldu.

Asamayacak kadar küçük olanlarıda çekmecede saklıyorum.



 
İkinci mim Hakkımdaki 7 Şey...

Tam bir oje delisiyim.( Yakında pastel ve flormar evimde stand açmış olacak ) Önceden sayıyordum. Artık bıraktım. Yakında yerleştirecek yer bulamayacağım. Şimdiden çözüm bulmam lazım.


Ney sazına aşığım. Lise 2de Ankara'da dersaneye gittiğim zaman  matematik hocalarımız etüd sonraları bize ödül vermek adına ney üflerdi. O yıllarda beri aşkım devam ediyor. Üç yıl önce ders almaya başladım. Ama hayatın karmaşasını ney kaldırmıyor. Ona ayrılan zaman özel olmalı. yeniden kavuşacağımız zamanı bekliyorum.
Annesiyle büyüyen her kız gibi bende ondan bazı huylar edindim. Küçükken hiç hazır giyim giymezdim. Hep annem örer yada dikerdi. Kimsede olmayan kıyafetlerim vardı. Bu yüzden dikiş dikmek en güzel hobimdir. Evimde henüz düzenleyemediğim bir dikiş odam var. Yazı bekliyorum.

Takıntılı biriyim. Öyle aşırı boyutlarda değilim ama evde eşyaları yerleştirirken ölçer biçer milimetrik dursun isterim. Herşey bir geometrik şekilde olmak zorundadır.

Karışık renklerle hiç aram olmadı. Bir kıyafette 3den fazla renk kullanamam. Hep sadelikten yanayım.

Sabırsız biriyim. Koç burcunun bütün özelliklerini taşıyorum.

Elimden gelse bütün evi mor ve tonlarına boyarım. ( bir zamanlar bir ablam mor sadık kadın rengidir.hiç vazgeçme enerjisi güzeldir demişti)




Bende bu mimlerin ikisinide

Çatı katı İlkay

Lacheen

Evimi seviyorum

Modavesaire

Nesli Akçay

Leyya

Ve yanıtlamak isteyen herkese gönderiyorum...



4 Şubat 2012

MaNTaRLı GüVeÇ

       Herkese güneşli ılık bir cumartesi sabahından merhaba. Kiminiz evinde dinlenmekte kiminizde benim gibi işe gelmiş çalışmakta. Elbette günün bir vaktinde hepimizin ortak noktası akşama ne pişirsem olacak. Bunun için size fikir olması açısından denediğim ve beğendiğim kolay bir yemeği paylaşmak istiyorum. Yemeğin orjinali yine Sarı mutfakta.

Malzemeler
1 kavanoz mantar ( ben 400 gram paket mantar kullandım)
4 -5 yemek kaşığı sıvıyağ
1 adet kurusoğan
2 diş sarımsak
1 adet domates(ben konserve yaptıklarımı kullandım)
2 adet sivribiber
1 adet kırmızıbiber
2 kibrit kutusu kadar taze kaşar
tuz
karabiber
kırmızıpulbiber
ben bunlara ek biraz kekik ekledim

Yapılış
       Soğanı ister yemeklik ister piyazlık doğrayıp sıvıyağda biraz kavurun.İçine sarımsakları doğrayın.Domatesi kabuklarını soyup küp küp doğrayıp karışıma katın. Ben yazdan konserve haline getirdiğim domatesi kullanıyorum. Kışın özellikle taze domates yerine daha lezzetli oluyor. Biberleri ince ince kıyıp içine katın.Bunlar pişerken doğradığınız mantarları ilave edip yarım çay bardağı su katıp baharatları ve tuzu ekleyin.Mantarlar yumuşayınca altını kapatın.


Karışımı güvec kaplarına paylaştırın. Yada tek bir güveç kabıda kullanabilirsiniz. Üzerine rendelenmiş kaşar serpip 200 derece fırında kaşar eriyip kızarana kadar pişirin.



       Eşim yemeğin önce tavada pişirildiğini anladı. Bir dahaki sefere direk fırında pişirmeyi düşünüyorum.