17 Haziran 2015

İlk Tatil

Malum son  senedir ramazan ayı yaz tatili ve izin dönemine denk geliyor. Bu sebepten çok yoğun ve kalabalık tatil sezonu  yaşıyoruz. 
Bu yıl Eylül ipek'le nasıl gidilir ne yapılır emin olamadığımız için çok uzak büyük bir plan yapmadık. Sakarya Karasu'da yaşayan anneannemin yanında birkaç gün kaçamak yaptık. Hemde huysuzlanır sevmezse dönüşümüz kolay olur diye düşündük. 
Ama aksine değişiklik çok iyi geldi. Büyük kalabalık şehrin gürültüsünden sakin küçük bir ilçeye gitmek meğer ne kadar özlenilen hasret kalınan bir duyguymuş. 
Bir hafta boyunca kafamda ev aldım. Ev sattım :) Buraya nasıl yerleşirim planları yaptım. Tabiki puffff hepsi bir hayaldi. Gerisin geri sıkıcı şehir hayatına döndüm. Ne üzücü bir durum aslında. Çocuklarımız her türlü imkandan faydalansın diye kalabalık şehirlere tıkılmışken temiz havayı doğal topraktan beslenmeyi bir kenara itiyoruz.
Bu yazlık meselesine bi ara yine dönerim ben :)

Okullar kapanmadığı için henüz esas yazlıkçılar gelmemişti. Plaj deniz bomboştu. 
Sabah mis gibi havayla uyanmak eylül hanıma çok iyi geldi. Sabah uykuları rutin düzene girdi. Tabi şimdi yine bozuldu.

Küçük evimiz ve anneannemin daha yeni diktiği biber fideleri. Bakalım büyüyüp ne zaman ürün verirler. Günlük yürüyüş rutinlerimiz. gülüyor olması sizi aldatmasın. Artık kanguruda 10-15 dk dan fazla kalmak istemiyor. Mümkünse sürekli kucakta taşınacak. Eğer beliniz dayanırsa ellerinden tutup tay tay yürüteceksiniz :)))) 
Tabi buna birde bez oyuncak kıyafet ve bilimum ıvır zıvır dolu koca bir sırt çantasını da eklemeniz gerekli.


Bunlarda domates ve fasülyeler. sırf böyle ekip biçmek için buralara gidebilirim. Toprak emek istiyor ama bütün stresinide alıyor. 


Bu küçük hanım da benim stresimi alıyor. Bütün tatil boyunca ben bir dk bile uzanıp güneşlenemedim. Hatta şemsiyenin altında gölgede geçirdim. Sanırım gitmeyi düşünen varsa bir kez daha düşünsün. Zira alışılmış tatil kalıplarının dışına çıkmanız gerekebiliyor. Herkes saatlerce serin suda yüzerken siz emzirme örtüsünün alında bebek emziriyor ve terden su gibi kalıyor olabilirsiniz. Ama yinede ben çok mutluydum. 

Bu resim henüz kumların ne olduğunu anlamadığı için ağzına götürmek ve mükemmel bir iş yaptığını düşünmek isimli çalışması. Kova kürek takımı seneye kadar kaldırıldı :)))) 


Buda suya gayet ciddi atılan bir bakış. Su mevsimin geç gelmesi sebebiyle soğuktu. Kucağımda oynamak güzeldi. Bütün tatil araç gereçlerini götürdük ama suyu reddetti. Sanırım bebekle ilk tatiller daha sakin deniz kenarlarında yada havuzlarda tercih edilmeli. Dalgalardan korkunca sadece izlemeyi tercih etti. 

Tabiki esintili hava rahatsız etmemesi için malum bikinimizde fotograf cekiminden sonra çıkartıldı. Ten rengi bana benzemediği için rüzgarda bile karardı kızım. Doktorumuzun tavsiyesiyle mustela güneş kremi kullandım. Günlük gezme ve yürüyüşlerde de kullanıyorum. İçerik madeleri bebeklere özel olduğu için ellerine ve yüzüne sürmek problem yaratmıyor. 

Tatilin tadı damağımda kaldı desem yeridir. İşe başlamadan bi kaçamak daha yapmak aklımda. Bakalım uygulamaya geçirebilecekmiyiz?



16 Haziran 2015

Diş Buğdayı

Günler haftalar hatta aylar su gibi hızla geçiyor.Annelik iznim hızla akıp giderken hem hüzünleniyorum. Kızımı bırakıp işe dönmek çok zor olacak. Hemde seviniyorum. Minik kuzum büyüyor. Büyürken hayata dair güzel anılar bırakıyor. Sabah güne gülücükleriyle tekmeleriyle başlamak çok güzel. Birşey istediğinde yada istemediğinde artık tepki veriyor. En çok eliyle bize yeter diyerek şap şap vuruyor :) İstediği bir objeye heyecanla dönüp " beni oraya götürün" edasıyla ayaklarını ellerini çırpıyor. 
Ne zaman büyüdü diye düşünürken sessiz sedasız iki diş birden çıkardık. Biz kendimizi şanslı sayıyoruz. Ateş yada aşırı huysuzluk yaşamadık. Zaten oyuncaklarını yada parmaklarını gün içinde sayısız kez ağzına soktuğu için kaşıntılarını dişe yormamıştık. 
Sürpriz gelen incilerimiz içinde ramazan gelmeden kendi aramızda küçük bir kutlama hazırladık. İlerde hatırlayacağımız anılarımıza birini daha eklemek istedik. 
Mevlüt okuturken pek fazla detaylı hazırlık yapmadık. Yiyecek faslıyla çevremdekiler ilgilendiği için rahattım. Ama partimi öyle kolay olmadı. 6 aylık bir bebekle hazırlık çok zor oluyormuş onu öğrendim :)
bir haftaya yayılan hazırlık planım bile tutmadı. Herşey son güne kaldı. Yinede birkaç aksilik dışında herşey çok güzel oldu.



Bu tür partilerde konsept belirleyip hazırlık yapmak kolay oluyor. Bizim temamız çiçekti. Teyzemiz bu şekilde istedi bizde beğendik. 
Küçük bir davetiye hazırlayıp herkese mail attık. 



Bütün ikramları çiçeklere göre hazırlamaya çalıştık. Gül böreği - marshmelov buketi - çiçek desenli kurabiye vs. Pastamız çiçek şeklindeydi fakat üzerindeki şeker hamuru eriyince elimde kalan hamurlarla acele olarak böyle bir şekil ortaya çıktı.
Zaten bütün hatalar ortada. Ama tadı çok güzeldi :)))) diyerek kendimi avutuyorum.

kendime not.saatlerce mutfakta pasta börek pişirip mutfağı hamam gibi yaptıktan sonra pastayı kaplamaya çalışma.Eriyor.


Partide geleneğe uygun olarak önüne tepsi içinde makas para kalem defter kitap gibi nesneler koyduk. Akıllı bıdık defter ve kaleme sarıldı. Bende zamanında kağıt kalem seçmişim. Annesinin izinden giderek okuyacak inşallah :)))) 




İtiraf ediyorum 6. ayın sonunda çekirdek aile olarak ilk kez resim çektirebildik ::)))))) 




Daha nice partiler eğlencelerde güzel anılarımız olsun inşallah. Sen büyürken biz hayatı seninle yeniden öğreneceğiz kızım. Daha önümüzde çoook uzun yıllar var. 

11 Mart 2015

Hastane İkramlarımız

Telefonumun başına gelen talihsizlik sonucu bütün hastane ve doğum resimlerim silindi :) Ne şans var bende yaaaa.
Annemin çektikleri arasından birkaç tane resim bulabildim. Ne güzel kurabiyeler ikramlıklar hazırlamıştım.
Hatta yapım aşamalarını bile fotografladım. Kısmet değilmiş. Olan resimlerle yinede fikir olması için ekleyim dedim.

Doğumdan önce baby shower yapacaktık. Ama erken gelebilir endişesiyle vazgeçtik. Aklımda süslü kurabiyeler hediyelikler vardı. İçimde ukde kalacaktı. Baktık kızımın gelmeye niyeti yok hatta planlı sezeryana gidiyor herşeyi hazırlamaya vaktim oldu.




bebek çikolatalarını netten sipariş verecektim ama herşey ya mavi ya pembe. İnsanı delirtme boyutundalar. Bizde Bimin paketli çikolatalarından aldık. İçleri zaten tek tek paketlenmişti. Üstündeki marka etiketini çıkartıp oluklu mukavva ile kapladık. Bu karton yeni çıkmış biz okula giderken bi fon kartonu bi elişi kağıdı vardı :) Üzerindeki uğur böcekleri Eminönünden. Fiyonklarıda ben yaptım. Bide silikon tabancası oldu bitti. 



Bu shot bardakları kız isteme zamanından kalma. Ozaman şerbet dağıtmıştık. Şimdide lohusa şerbeti bardakları oldular. Güller yine eminönünden. Fırfırlı lastiklerde hazır tuhafiyelerde satılıyor.


Bu minik şişeleri baby shower için aldık. Sonra elimde kalmasın diyerek bardaklarla takım süsledik. İçlerinede mis gibi limon kolonyası. İnternette farklı ve renkli kolonyalar bulmak mümkün. Ama herkesin aynı kokuyu sevmesi mümkün olmayabiliyor. Ben geleneksel olana bağlı kaldım.



Hastaneye canlı çiçek sokmak yasak olunca odamın boş kalmasına amcamız razı gelmemiş :)))) Şimdi kızımın odasını süslüyor.




Bu güzel kurabiyelerde canım arkadasım kızımın Nurdan teyzesinin hediyesi.



Kolonyaların arkasına saklanmış ama topluca resmi silinmiş kurabiyelerimde bunlar. :) Kelebek ve E harfli :))))

Her nekadar konseptler hastane süslemeleri revaçta olsa da okadar karmaşayı sevmiyorum. Pudra tonları tamamen pijama takımıma uydurma çabasıydı :) Kelebek ve uğur böcekleride kızıma İpek adından dolayı kelebeklere benzetmemden geliyor. Bolca kelebek detayı blogda artık göreceksiniz.

Kızım izin verirse birkaç post yeni bebek bekleyen anneler için ördüğüm bazı şeyleri paylaşmayı düşünüyorum. Şimdilik bizden bu kadar.



25 Şubat 2015

Bebek hazırlığı_2

Bebek hazırlığında en önemli konum bebek arabasıydı.
Aslında çevremde benden önce doğum yapmış ve tecrübe etmiş çok arkadaşım vardı. Pekçok marka modeli ilk ağızdan dinleme fırsatım oldu.
Herkesin ilk söylediği tek elle rahat kapanıp kolay taşınabilen bir model olmasıydı. Tek başına hem bebeği hem arabayı hatta elinizdeki çantaları taşımak çok zor bir iş. 

Travel sistem arabalar önce ilgi alanımdaydı ama koca tekerlerini küçük yerlerde sürebilmek çoğu kişi için zorluk sebebiydi. Belirli bir zamandan sonra araba değil baston pusetler kullanıldığı için ikinici bir masraf daha çıkacaktı. 

Biz en başından kullanışlı pratik ve uygun birşey aradığımız için chicconun Liteway plus modelinde karar kıldık. Ana kucağı gerektiğinde araç koltuğu olarak kullanılabiliyor. Birsüre sonrada ana kucagı çıkıp puset 3-4 yaşına kadar kullanılabiliyor. 

Araba kapandığında fazla yer kaplamıyor. Araç bagajına kolay sıgıyor. 

Bebeğimizin cinsiyeti belli olmadığından unisex renk kırmızıda karar kıldım. Yılda bir yada iki kez yapılan outlet indirimiyle piyasanın yarı fiyatına aldık. Ben kullanışından eşimse fiyatından gayet memnun kaldık. Bu tarz indirmler gerçekten hayat kurtarıcı.

Bunun yanında kanguruyla ilgili çok soru soranda var. İlk iki ay doktorlar kanguru kullanmayı önermeselerde evde gece cığlık cığlığa ağlamalrda çok kurtarıcım oluyor. Kendisini dışarda gezmeye çıkardığımızı zannederek uyutabiliyorum. Yada beş dk ekmek almak için koca arabayı malesef indirme lüksüne sahip değilim. Çok uzun sürmeyen maksimum on dklık yürüyüşler için ikinci kurtarıcımda bu.
Chicco go kanguru. Çok kullanmam diyerek 0-9 kg olanı almıştım. 0-14 olan bir boy büyüğüde var.

Bu şekilde değil genelde alttan destekliyorum. Henüz beline çok yük binecek durumda değil. Yan yatış pozisyonuda varmış onu henüz denemedim.
buda bir adet eylülipek cadısı gezmeye giderken :)))))

2 Şubat 2015

Doğum hikayem


Aslında bebek hazırlıkları yazılarım daha bitmedi ama doğum zamanı daha merak edilen bi konuydu. Öne aldım. 
Hamileliğim planlı değildi ama olursada hayır demediğimiz zamana bıraktığımız bir konuydu.Önümüzde eşimin askerliği vardı çünkü. 
Kasım 2013de o birliğine teslim oldu. Ben tek kişilik hayatımı yaşamaya başladım. Taaaa ki mart ayında hamile olduğum haberini alana kadar. Eşimin dönmesine 25 gün gibi kısa bir süre kalmıştı. Birkaç arkadaşım dışında eşim dahil kimseye söylemedim. Annem bile sonra öğrendi.
Böylece dokuz aylık serüvenimiz başlamış oldu.

Hastane olarak öncelikle Gebze Medikal Park hastanesini seçtik. Ama çok yoğun olması ve randevu saatlerinin sürekli sarkmasından dolayı iş yeriyle problem yaşadık. Doktorların çoğunun sezeryan taraftarı olduğunu öğrenince başka alternatifler aradık. Sağlık sigortam Anadolu sağlık merkeziyle anlaşmalıydı ama isteiğim doktor aşırı yogundu randevu bulamıyordum. 4 y sonra zorla randevu aldım. Böylece daimi hastalar arasına girebildim. 32. haftaya kadar herşey güzeldi. taki kendi doktorumunda hamile olduğunu öğrenene kadar. Düşük tehlikesi vardı. Ameliyat olmuştu ve onun doktoruda çalışmasını yasaklamıştı. Mecburen ve çekinerek hastanede başka doktor arayışına girdim. Dr Nuri Ceydeliyle yolumuza devam ettik. Bütün kontroller normal seyretti. Ama kızımın gelmeye niyeti yoktu. Ben normal doğum taraftarı oldugumdan bekleme kararı aldık. Bu konuda tüm kararı doktorum bana bıraktı.
9 aralık salı günü son kontrolum yapıldı ve hala nstde sancı yoktu. Artık tehlikeye girmemesi gerektiği konusunda Nuri bey beni uyardı ve sezeryan yada suni sancı hangisini istersin diye sordu. en geç 16 aralıkta bebeği almalıyız dedi. Suni sancı çekip doğuramamaktan korktuğumdan karar veremedim. Pazartesiye kadar düşün dedi. O stesle btün gün çarşı pazar yürüdüm. Dışarda son yemeğimi yedim. Kızıma birşeyler aldım. Eve geldim. Hatta misafir bile ağırladım. Akşam 10 gibi belim dayanılmaz derecede ağrıyordu. Bu kadar yürürsen vucut isyan eder dedim kendime. Yattım zorla uyudum. Gece 3 civarı ağrıyla uyandım. Klasik son günlerin ağrısı sandım. Ama bir farklılık vardı. Hemen elim saate gitti süre tuttum. Yarım saat içinde 10 dk arayla sancılarım kasılmalarım vardı. Sakin ol sanırım kızım tam gününde geliyor dedim.İnternetten çok doğum yazısı okumuştum. Herkes sancılar dayanılmaz hale gelmeden doktoru aramayın diyordu. bende heyecanla karışık uzun bir gün olacagı için uyudum. 
Sabah 7ye doğru eşimi işe gönderdim. Onu telaşlandırmadan biraz ağrım var her an telefon gelebilir haberin olsun hazırlıklı ol diyerek gönderdim. Aslında sancıarım 10dkdan düşmeye başlamıştı ama hala şiddetli değildi.
Yattım uyuyamadım. Kahvaltımı yaptım. Evi sildim süpürdüm. Kimseyi telaşa vermemek için sadece kardeşimi aradım. Hastaneye doluşmanın panik yapmanın anlamı yoktu. Saat 10a doğru sancılar 5dk ya indi ama yine şiddetli değildi. Eşimi aradım. Önlem için hastaneye gidelim gel dedim.Emin misin bak doğurmazsan sürekli izin vermezler dye dalga geçti :)
O gelince duşa girdim. sıcak suyla biraz oyalandım. Köpüklendim. Doğurursam pis kokmak istemiyorum dedim Saçıma fön çektim makyajımı yaptım. valizi alıp çıktık. Diğer hazırlıklar kalsın bakalım doğururmuyum diye şakalaştık.
Doktorum 10 aralıkta diğer hastanede olacğını söylemişti önceden. :Acilden giriş yaptım. Şansıma ameliyatı uzamış hastanedeydi. Hemen yanına gönderdiler. 
Önce nstye girdim. Oda ne gene sancı yok. Eşimle şakalaştılar. Muayene edeceğim birşey yoksa doğru evinize dedi. Asıl şaşkınlık çatı muayenemde yaşandı. Sancı sıfır ama 5 cm açılma vardı. Tüm randevularını iptal etti. Doğru doğum odasına dedi.
Biz şaşkın şaşkın odamıza gittik. Hemşireler ebeler gelip kendilerini tanıştırdı. Hepsi çok tatlıydı ama kusura bakmasınlar heyecandan hepsinin adını unuttum.
Yatışım yapıldı. Hasta önlüğüm giyildi hazırlıklarım yapıldı. 7 cme ulaştık. artık 2 -3 saate kucağına alırsın kızını dediler.O an korku heyecan herşey birbirine karıştı. Eşim bir an bile yanımdan ayrılmadı. saat 14 gibi doktorum geldi başlıyoruz dedi. şöyle ıkın böyle nefes al derken bir ara eşime korkuyorum vazgeçtim sezeyana alın beni dediğimi hatırlıyorum :)))))
şakalarla ağlamalarla 15 civarı son ıkınma hamleleri hadi yaparsın başarırsın gazlamaları derken doktor pat diye kızımı kucağıma attı. Çirkin mor şiş bişey kucağımda yatıyordu. O sıcaklığı aklıma geldikçe gözlerim doluyor. ilk buluşmamız muhteşmdi. Kızım kucağımda eşim hala elimi tutuyordu. Doktor eşime ne o şoka girdin diye takıldı bile :)
Bense simsiyah saçlı çirkin kuzumdan başka birşey görmüyordum.
Bebek doktorumuz kızımı hemen aldı. hızlıca kontrol etti. Ve ilk sütü emmesi için bana yaklaştırdı. O an hiç ayrılmasın benden dedim. Kızımda acıkmış ki bırakmak istemedi. Onu bakım odasına götürdüler babasıyla. Ben bir saat kadar daha odada kaldım. Dikişlerim yapıldı. Hasta bakıcım beni yıkadı temiz kıyafetler giydirdi. Biraz uyuyp dinlendikten sonra odama aldılar. 
Kızımda geldi ve üç kişilik kocaman bir aile olduk.
Tabi herkes şaşkın heyecanlı. yeni bir nefes ilk torun ilk amcalık ilk teyzelik ilk halalık hissi.
Ailemize hoşgeldin Eylül İpek. Minik tırtılım. Kozandan çıktın ve kelebek gibi geldin.




Normal doğum bir kadının sağlığı bedeni izin verdiği müddetçe yaşanması gereken bir duygu diye düşünüyorum. Acısı sancısı insanlar çok korkuyor. Korkutuluyor. Ama kucağınıza aldığınız an bütün herşey bitiyor. Sadece anlık bir acı. Gerisi çok güzel. Ben sadece bir hafta dikiş ağrısı yaşadım. Ama 3. gün evde bebeğimle tek başımaydım. Bakacak kimsem olmadığı için yalnızdım. Çok rahat işimi yapıp kızımla ilgilenebildim. Bu yüzden keyfi sezeryana karşıyım. Lütfen çevrenizde sırf korkuyorum acı çekemem diyenlere birkez daha düşün diyin. Ameliyat olmak inanın çok daha zor.
Kızımla hepinize güzel günler diliyoruz.

30 Ocak 2015

Bebek hazırlığı _1

Hamile olduğumu öğrendiğim andan itibaren tüm planlarım değişti. Evin şeklinden tutunda ısınması yemek düzeni. Herşey yeniden ayarlandı.
Hemen google amcaya danışıp listeler çıkarıldı. Bebek için neler gerekli. Neler almalı almamalı. Tüm bu arayışta en çok bebek arabası zorladı beni. Okadar çeşit varki. :Hele aklınızdaki bütçeyle piyasa tamamen bağımsız hareket ediyor.
İnternette birbirinden farklı çok detaylı bebek esyaları listeleri var. Ben birini indirip üzerinde eşimle fikir alışverişi yaptım. İşimize yarar, yaramaz, belki sonra diyerek gruplandırma yaptık.
Aslında bebek isteyen her hevesli anne baba gibi ufak tefek şeyler gözüme çarptıkça yada arkadaşlarıma hediye alırken bir tanede kendime diyerek almıştım.
Önce bütün eşyaları çıkardım. elimde olanları yazdım. Kıyafet konusunda doğacağı mevsim hava şartlarına göre hesap yaptım. Tabi eşim ve benim uzun boylu olmamızın dezavantajı yenidoğan ürünlere çok bakamadım. Doktorumuz  bu konuda en başında bizi uyardı :)))))

Gelelim listeye.
Bu liste genel bir liste. Siz kendinize göre düzenleyebilirsiniz.
Başıklara göre anlatırsam
Hamilelik ürünlerinden hamile yastığı,karın destekleyici kullanmadım. karnım çok büyük olmadığı için gece uykuları problem olmadı. 
Çatlak oluşumu için kremlere çok para ödemememi genetik oldugunu söyleyenler oldu. En ekonomik yolu badem yağını denedim. Ama oda aşırı tüylenme yaptı. Bıraktım.
Meme ucu kremi lansinoh marka kullandım. Hamileiğin son iki ayında aşırı hassasiyet ve kurumadan çatlaklarım oldu. Çok iyi geldi. Fakat emzirmeye başlayına yeterli olmadı.

Göğüs ucu  pedini e bebekten baby&me marka aldım. Hastanede hemşireler steril olmadıklarını bakteri üretimini artırdıkları konusunda uyardılar. Aşırı süt olmadığı için kullanmayı bıraktım.

Emzirme yastığı yerine ince bebek yastığı kullanıyorum. Hatta çantamızda heryere taşıyorum.
Alt açma minderi olarak piyasada türlü süslü şeyler var. Hem çantada gereksiz yer kaplıyor. Hemde sürekli yıkanması gerekiyor. Bunun yerine Baby&Me pofuduk alt açma örtüsü kullanıyorum. Eylülipek altı açılınca çiş yapmayı çok seviyor. Mecbur günde birkaç örtü değştiriyorum.

Anne bebek çantası olarak kol çantası yerine sırt çantası tercih ettim. Piyasada bebek eşyaları koyabilecek fazla alternatif yok. Eşim motorsiklet kıyafetleri için tercih ettiği Decathlon mağazasından aldı. Çantanın özelliği içerisine konulan maddelerin sıcaklığını uzun süre muhafaza ediyor olması. Özellikle dagcı ve yürüyüş yapanların tercih ettiği bir ürünmüş. İlk zamanlar gereksiz gibi düşünülsede sütümü sağıp dışarda içirdiğim zamanlar içn sağlıklı oluyor. Ek gıdaya başlayınca daha kullanışlı olacak.

Hastane için bir takım lohusa pijaması aldım. Ayrıca gecelik ihtiyacı duymadım. Evdekilerden bol, önü düğmeli rahat birini koydum. Sadece ilk gün gecelik giydim. Normal doğum yaptığım için diğer günler pijama giyebildim.

Bebek araç gereçleri için ayrı bir post hazırlıyorum.
Beslenme ürünlerinden
Biberon ilk zamanlar lazım olmaz diye almadım. Fakat sarılığımız yükseldikçe uykuya eğilim arttı. Emmedi. Hastaneye yatırabiliriz denilince süt sağma makinesi aldık. Onunla verilen biberondan memnun kaldım.
Makinem mamajoo marka. Türk üretimi. Ben avent yada madela düşünüyordum. Eminönünde havuzlu handa satıcı okadar paraya gerek yok. Buda işinize yarayacak bize güvenin dedi. Değiştirme şartıyla aldık. Motor bölümünün ayrı olması çok kullanışlı. Süt hiçbir şekilde tıkanmasına yol açmıyor. Beş farklı sağma ritmi var. Biberon başlığı anne memesi gibi çekmeden akmıyor. Tavsiye ederim.



Biberon temizleyicisini baby&me marka aldım. 

Emzik malesef silikon kauçuk kiraz uç hepsini denedim. Eylülipek kabul etmiyor.
Diğer ürünleri ek gıdaya başladığımızda alacağım.

Sağlık ürünlerinden buhar makinesi sağlıklı sağlıksız tartışmalarından dolayı vazgeçtim.
Burun aspiratörü bebedor aldım. Ama burun deliklerine büyük geldiği için kullanamıyorum. Onun yerine okyanus suyu döküp tel tokanın dibiyle yavaşça alıyorum. 

Ateş ölçer hem kulaktan hem koltuk altından ölçen aldım.

Termometre çok işimize yarıyor. Bebek için değil kendim hava nemini ölçmesi için geçen kış bimden almıştım. Kullanışlı çıktı yenileme gereği duymadım.

-

Banyo bakım ürünlerinden 
Bebek bezi hastanede prima yeni bebek kullandık. Eylülipeğin cildi de benim gibi çok hassas. O bezi sevince evdede aynısını aldım. Birkaç paket te premıum care almıştım ama sıvı kakayı emmesini begenmedim. Ayrıca sabun gibi kokuyor olmasından rahatsız oldum.
Havlu olarak penye ince battaniyesini kullanıyorum. Bizim banyo sonrası kurulanma faslımız sadece birkaç saniye. Çığlıklarımızı bütün apartman duyuyordur. Sadece suyu emiyor alıyorum mecbur.
Küvet özel birşey almadım.Bildiğimiz plastik yıkama küveti :)
File hemsiremiz kullanmayı tavsiye etmesede tek başıma yıkarken kolaylık sağlıyor.
Banyo süngeri şimdilik almadım. 
Şampuan vucut şampuanı sebamed aldım. Ama johnsonsbaby bed time serisiyle birlikte kullanıyorum. 
Islak mendil hemşiremiz önermedi ama dışarıda büyük kolaylık. Baby&me yeni doğan kız için olan seriyi kullanıyorum. Çok memnun kaldım. Chicco almıştım. Hiçbirşekilde temizlemedi. Molfix hediye gelmişti. Cildine alerji yaptı. Evdeyse baby&me büyük temizleme pamuklaından aldı. Bir kaba saf zeytinyağı ve biraz su koyup içine onları koydum. kapağını kapatıp kalorifer peteginin üzerinde bekletiyorum. Sürekli elimin altında hazır ve sıcak bulunuyor.
Pişik kremini doktorumuz destin marka önerdi. .önleyici ve iyileştirici. Şimdilik sadece önleyici olanı yeterli. 
Bebek yağı malesef eylülipek kullandırmıyor. Oda bed time serisinden.

Güvenlik ürünlerine henüz ihtiyacımız yok.
Bebek odasında sadece beşik dolap ve şifonyer kullanıyoruz. Hediye geldi. Şimdlik odasında yatmıyor.
Kendi evimiz olmadığı için çok detaylı döşeyemedim. Kısmet birgün detaylıca anlatırım inşallah.

24 Ocak 2015

Kısa bir giriş

son bir yıldır yazılacak pekçok şey birikti aslında. 

En önemlisi hayatımıza giren minik prensesimiz Eylül İpek. Beklenmedik bir zamanda süpriz yaptı. Şimdi varlığıyla günlerimiz hem çok hızlı hemde daha değerli geçiyor. 
Pek çok anne gibi duygularım düşüncelerim tamamen değişti. Hayatımız sadece onun hayatına göre şekillendi. Uykusu saatleri yemek düzeni. Tabiki hobilerimiz eskisi gibi son sürat gitmiyor. Küçük hanım izin verdikçe birşeyler yapabiliyorum.
Şu sıralar en çok örgülerle haşır neşir olduğum doğrudur. dikiş kadar döküntüsü yok. Daha pratik :) Evi temizlemek eskisine göre daha zor artık. Bebek görmeye çat kapı gelenleride hesaba katarsam bir süre daha dikiş makinesini çıkaramayacağım gibi. 
Yakın bir zamanda kuzuma ördüğüm şeyleri detaylı olarak paylaşacağım inşallah. Ben bazı şeyleri araştırırken çok zorlandım. Herkes paylaşmayı bırakmış artık. Birşeylerin açıklamasını bulmak günlerimi aldı bazen. Umarım ben faydalı olabilirim.

Ayrıca kızımın doğum öncesi ve sonrası için yaptıgım hazırlıklarda burada olacak. Ben şimdi asli görevim anneliğe döneyim izninizle :)))))

23 Ocak 2015

Biz geldik...

Bloga girmeyeli yazmayalı bir yıl olmuş. Zaman okadar hızlı akıyor ne acımasız. Bu sürede ne çok şey değişti hayatımda. Blogun düzenlemesini tamamlar tamamlamaz kadlıgımız yerden devam edeceğim. 
Hemde hayatımızdaki yeni misafirle beraber. 

Burdan evimize binamıza hat vermeyen türk telekoma sesleniyorum. bu devirde hala internet hattı olmayan bina yüzünden taş devri yaşıyoruz.

9 Nisan 2013

Eskişehir Kaçamağı

Havalar hafta sonu güzel olacakmış demişlerdi. Bizde bunu fırsat bilip ilk uzun motor yolculuğumuzu yapmak istedik. Yine Eskişehirde karar kıldık. Kardeşimiz hala askerde. Ona da süpriz yapalım moral olsun istedik.
İlk kez uzun yolculuk yapacağımız için sık sık mola verdik. Hem etrafı gezdik. Hemde havanın tadını çıkardık.  Gidişimiz 6 saat sürdü :) Dönüş 4 saate yakın. Bizim gibi motor kullanan ve uzun yolculuk yapmak isteyen varsa normal araba yolculuğu gibi olmadığını hesaba katmalı. Mutlaka tam koruma kıyafetleriniz olmalı. Hava sıcak bile olsa yolun rüzgarı sizi üşütüyor. Ve mutlaka kaskınız olmalı. Yolda okadar motor kullanan ama giyinmeyen insanlar gördüm ki. Ciddi bir şekilde kendilerine zarar verdiklerini hiç anlamıyorlar. İki teker üstünde tamamen korumasız yolculuk yapıyor e bizi koruyacak tek şey özel kıyafetlerimiz ve kask. Ne olur çevrenizde olan herkesi bu konuda uyarın. Motorsiklet bir tutku. Ama onu tehlikeli hale getirenler de bizleriz. Neyse nerde kalmıştım.
İzmit-sapanca üzerinden gittik. Sapanca'da Berceste de kahvaltı molası verdik. O kadar acıkmışız ki ben fotoğraf çekmeyi unuttum. Mükemmel bir mekan. Hiç durmadan çevrenizde siz istemeden çay ve ekmeğinizi tazeleyen garsonlar var. İnanılmaz kalabalık. Yer bulmak çok zor. Sınırsız açık büfe imkanınız var. Yolu düşen herkese şiddetle tavsiye ederim. Resim acele haliyle toplanmış bir tabak ve yemek oldu. Bu iki tabak benim :)))))


Daha fazla bilgi ve benim çekemediğim resimler için BERCESTE sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Yol Kocaeliyi çıktıktan sonra güzelleşiyor. Bir anda o şehir gürültüsünden kaybolup yeşilliğin içinde buluyorsunuz kendinizi. 

Bütün yol boyunca gördüğümüz tek şey böyle dümdüz çayır çimendi.


Burda pek belli olmasa da üzüm bağlarından geçtik. Tabi heryer yeni yeni çiçek açıyordu.



Bozüyük yakınlarında son molamızı verdik.


Ve mutlu son :) Sanırım bu resmi çekerken yanımızdan geçen araçlar bizim deli olduğumuzu filan söylüyordu.








11 Ekim 2012

Haylaz

Bu aralar evin tadilatı işlerin yoğunluğu derken blogdan koptum yakındır dönüşüm...
Şimdilik tek meşgalemiz evimizin yeni üyesi haylazımız :)