17 Ağustos 2012

Bize Çifte Bayram

Herkeslere günaydın :)


Bugün bizim için çifte bayram arefesi. Dün gece Ösym sürpriz bir saatte üniversite yerleşme sonuçlarını açıkladı. Benim biricik faremde sonunda emeklerinin karşılığını aldı. İstanbul Medeniyet Üni. Uluslararası ilişkilere yerleşti.

Hatta diğer kardeşlerim dediğim Esin Ankara’ya yine uluslar arası ilişkilereYağmurcuklardan birisi Kocaeli diğeri yine İstanbul’a yerleşti. Kuzenlerimden biri İzmir’e mimarlık okumaya diğeri Sakarya’ya mühendisliğe girdi. Allah hepsinin yolunu açık etsin. Yıllardır çalışmalarının meyvelerini aldılar. Bu bayram hepimiz iki katı sevinçliyiz. Allah kazanan herkesin yolunu açık etsin.

Ve hepinize hayırlı mutlu güzel bir bayram diliyorum :)


10 Ağustos 2012

Sıcakta Kaçamak

Havalar çooook sıcak. İnsanın burnunu dışarı uzatası gelmiyor. Dün izin günümde eşim de işlerini bahane ederek kadıköye doğru gittik. Yok dedim yolda beni indir ben bi avmde serin serin gezeyim sen işlerine bak. Optimumda biraz mağazaları gezdim. Artık dikiş dikiyor olmaktandır. Hiç bir şey beğenmedim. Hep bir kusur buldum. Satıcı kızlar artık sinir olmaya başlamıştır bana. Elim kadar şeylere indirim adı altında zaten piyasa fiyatının söylenmesine hep karşıyımdır. Bol bol model baktım. Aklımda birkaç fikir var. Adl de güzel bir bluz var. Sanırım yeni sezon. Bir sonraki planlara kaydettim.

Her avmde ilk durağım mutlaka flormar y ada pastelin stantları oluyor. Oje delisi olduğumu duymayan varmıydı? Tabi bende olmayan renk yok.yine de birkaç parça gözüme kestirdim. Sanırım ben gözden kaçırmışım Flormar Pretty serisi çıkarmış. Tam çanta boyu. Minik minik.
Henüz denemedim ama ilk fırsatta nasıl göründüğünü paylaşacağım.

Aksilikler beni bırakmıyor. Sabah resim çekecektim fotograf makinem çalışmadı. yoksa son yaptığım eteklerden birinin postu varı. inşallah yakında...

8 Ağustos 2012

Yalancı Su Böreği

İş yoğunluğundan eskisi gibi mutfağa girip güzel yemekler yapamıyorum. Ama bu börek hem lezzetli hemde çok pratik. Ben yarım ölçü yapıyorum ama  tarif bir ölçüyle yapılıyor. Daha doğrusu ben yufkayı ve margarini yarım ölçü kullanıyorum.

Yarım kilo hazır yufkayı elimle gelişigüzel parçalıyorum.
Yarısını tepsiye karışık olarak döşedim.


Ortasına peynirli harçtan koydum. Her türlü peynir olabilir. Ben eşim tuzsuz yediği için lor kullanıyorum. Sade peynir sevmiyorum.



içine mutlaka biraz maydanoz kekik koyuyorum. Göz kararı damak zevkine bırakıyorum.



Kalan yufkayıd a aynı biçimde karışık üzerini döşedim.
Çiğ haldeki böreği dilimliyorum.



Yarım paket margarini eritip böreğin üzerine gezdirdim.
İki yumurtayı çırptım. İki şise sade madensuyunu yavaşça yumurtaya döktüm. Bir anda kabardı.



O kabarıklığı söndürmeden yavaşça böreğin üzerine döktüm.


Isınmış fırında güzelce pişirdim. Sıcak yenmesi tavsiye edilir. Soğuyunca yağı donuyor tadı bozuluyor bana göre J

6 Ağustos 2012

Gebze Kadırga Tesisleri Rezaleti

      

 Cumartesi günü eşimin çocukluk arkadaşı bizi yemeğe davet etti. Kız arkadaşıyla beraber şöyle güzel bir ev yemeği yiyelim dedik. Hepimiz Karadenizli olunca Gebze Kadırga Tesislerine gittik. Aklımızda şöyle güzel bir fasulye yemeği mısır ekmeği filan vardı. Evde yapmaya üşendiğimiz yöresel yemekleri tadalım diye düşündük.

      Ama sadece düşünmekle kaldık. O kadar reklam yapıp ün yapmış restoran resmen faciaydı. Bir kere rezervasyonu alan akıllı ismimizi yanlış yazmış. Kapıda eşimle listeyi oturduk inceledik. Neyse soy isim doğruda masayı bulduk. 4 kişilik rezervasyon vardı. Direk niye iki kişisiniz diye bir soru. Benim tepem attı tabi.

      Masalar felaketti. Örtüler bir aydır yıkanmamış gibi kirli ütüsüz çok özensizdi. Masaya tatlılar konmuş salata adı altında birkaç parça salatalık domates tabağa doğranmış oda öylece ortalıktaydı.
Yol kenarında camlar açık bütün toz olduğu gibi masada.

Menü tek tip ne yersiniz diye soran yok. Önümüz bir kase buz gibi mercimek çorbasını dayadılar. Daha tabaklar bitmeden yemek adı altında azıcık pilav ve yağı donmuş et. Sırf aç olduğumuz için yedik. Yemek bitmeden adam gelip 68 lira hesap diye dikildi. Arkasını döndü beş dk filan geçmeden e ödeyin ama benim işim gücüm var diye hırslandı.
Herkes beş dk içinde restoranı boşalttı. Bu kadar terbiyesiz bir işletme ben hiç görmedim. Resmen paramızla aç kaldık ve kovulduk.

Bunula ilgili şikayette bulundum ama sonuç çıkar mı bilemiyorum. Eğer gitmeyi düşünenler varsa sakın diyorum.

4 Ağustos 2012

Kütahya Kaçamağı

       Yazacak çok şey birikti. En son yazıyı 16 haziranda yazdığımı varsayarsak oooo.

Facebook ve twitterdan en son Kütahyaya gittiğimi ve gezmeye müsait nereler olduğunu sormuştum. Aslında internetten de baktık ama iş pratiğe gelince çok sıkıntı yaşadık.
Sabah 4 gibi yollara düştük. Daha bismillah evden çıktık. Bagajı hazırladık. Arkamızdan sivil polis geldi. O saatte yolda ne işimiz var diye hesap verdik. :)
Eşimin ailesini de alıp yola devam dedik. İzmit tarafında otoyol bakım çalışmasından kapatılmıştı şehir içine girmek zoruna kaldık. E tabi yol tarifini ona göre aldığımız içinde yolu şaşırdık. Sabahın altısında yolda allah tarafından bir amcayla karşılaştık. Doğru yolda olduğumuzu söyledi. yoksa onca yolu gerisin geri dönmeyi düşünüyorduk. Biraz  yolu uzatıp Sapanca gölünün çevresini uzunca dolaştıktan sonra yolu bulunca rahatladık. Yemin törenini kaçıracağımızı düşünüyorduk.
Kütahya yolu çok sakin ve güzeldi. Özellikle şeftali bahçelerinin yanından geçerken çok mutluydum.
İl sınırından girince askeriyeyi aramaya başadık. Yolları çok dar ve tek yön. Hangi yola girsek hep yanlış diye geri çevrildik. Gidecek olanlar bunu çok iyi araştırsın. Kadıköyün dar arka sokaklarında gibi hissettim kendimi.
Bir saat erken gelmiş olmamıza rağmen oturmaya yer kalmamıştı. İnsan o ortama girince çok başka duygularda oluyor.  Ben kayınbiraderim için bu kadar duygulandysam eşim için nasıl olacağımı bilemiyorum.
Kütahya hava er eğitim tugayı çok büyük bir arazide. Bizim yerimiz hangardaydı. İçeri girince kendimizi büyük bir çiftlkte gibi hissettik.


Yemin töreninden resim malesef yok. Yerimiz çok arkalardaydı. Sadece video çekebildik. Zaten  bütün askerler güneşten yanmış tek tip haldeydi. Uzaktan kim kimdir görmek mümkün değildi.
Çıkışta eşimle kardeşi direk birliğe gidip izin kağıdını aldığı için askeri formayla hiç göremedik.



Ev yemeklerini çok özlemiştir diye çeşit çeşit yemekler yaptık. Piknik yapalım diye konuştuğumuz için mekan aramaya başladık.
Nette hıdırlıktepe diye geçen mesire yerine gittik. Malesef yıkılmış bir kale burcu ve basit bir çay bahçesi bulduk. Kütahya kuş bakışı bir tarafı yeşil ormanlar bir tarafı sadece binalarla dolu yerleşim yeri.



Neyse efendim. Sora sora bağdat bulunur misali bizde piknik alanını bulduk. Çok dik yamaçlar var. Öyle ağaç altına filan oturalım dinlenelim şansı yok. Gölge bulduk yayıldık. Ama hazırlığımızı yapana kadar güneş geldi. Yandık kavrulduk.



Yedik içtik. Dinlendik. Yolda ısınan meyvelere doğal çözüm bulduk. Araba kullanmaktan kocacımın içi öyle bir yanmış ki kimseye bırakmadı.



Olduğumuz yerde doğal çeşme vardı. Suyun soğukluğu mükemmeldi. Hazır akan su bulmuşum ben durur muyum. Bulaşığı aradan çıkardım. O sırada keçi sürüsü gelmeye başladı. Apar topar toplandık. Geri döndük.



Oralara kadar gitmişken şehir merkezini gezdik biraz. Özellikle nette merkezdeki büyük çini vazoyu çok merak ediyordum.



Resimdekinden daha gösterişli duruyor. Kütahya çini ve seramiğin merkezi olmasına rağmen ben çevrede okadarda görmedim. Yol üstünde satış mağazası bir yada iki tane gördüm.

Giderken çekemediğimiz resimleri dönüşe sakladık. Daha çok virajlı yollar ve beyaz dağlar aklımda kaldı.
Birde resmini çekmeyi unuttuğum güzelim şeftali ve meyve bahçeleri...





Ve finalde artık yorulmuş ben. ( arka koltukta sıcaktan bunalmış kayınvalidem )









3 Ağustos 2012

Geri Dönüş

Ses veriyorum...
Önce netim sonra pcim bozuldu. Ancak bloguma kavuştum.
Çok cici şeyler diktim. Hatta giydim denedim.
Hepsi çok yakında.

Bu arada zeliş hediyeni gönderemedim. Kusura bakma. Kargo firması yanıcı madde taşıyamıyoruz diyor. Parfüm kargosu gönderebilen bana cevap yazabilir mi?